Zeytinli çörek

Cumartesi günü hava çok güzel olduğu için evde kalmak istemedim.Çok sevdiğim vapurla (boğaz çocuğu olduğum için bir zamanlar iç içeydik) deniz havası alarak,martılara simit ata ata Eminönüne geçtim :))))
Fotoğraf makinamı servise verdim. (umarım fazla masrafı çıkmaz) ya da yenisini almak zorunda kalacağım... Eminönüne gitmişken mısır çarşısına uğradım. Çeşitli baharatların kokusunu çeke çeke gezdim. Kutuculara,tülcülere,kurdela satan yerlere uğradım.Karşıya geçince kendimi kaybediyorum.Her dükkana girmek,herkesle sohbet etmek hoşuma gidiyor :))

Yüksel ticarete gittim. Sağolsun Yüksel Bey her konuda yardımını esirgemiyor. Yüksel Ticarette Esra ile karşılaştım. Birbirimizi tanımıyorduk tabii... Ama alışverişlerimizden,konuşmalarımızdan pasta ve kurabiyelerle uğraştığımızı anladık ve sohbete başladık.

Pazar günü Palladium'daki Esse mağazasına gittim. Ne zamandır istediğim kitchen Aid den en sonunda aldım. Esse de ay sonuna kadar kampanya varmış. Her 200 TL alışverişe 100 TL.lik hediye çeki veriyorlar.Ürüne ilgi olduğu için istediğim renkte bulamadım ama aldığım da güzel. Vişne rengi... Uygun fiyata gelmiş oldu bana :))) Hediye çeki ile de evim için alışveriş yapmış oldum.

Bu kadar havadisten sonra tarifime geçeyim artık :)))) Arşivden bir tarif. Zeytin ve zeytinyağını sevenler için birebir diyebilirim :)) Ben çok severim.


Malzemeler :
500 gr un ( kepekli,tam buğday unu da olur,hem daha güzel bile olur)
20 gr yaş maya
15 gr tuz 250 ml.su ( ılık olacak)
50 ml. zeytinyağı
125 gr zeytin ezmesi
70 gr çekirdeksiz dilimli zeytin


Yapılışı:
Unun ortasını açıp,mayayı koydum ve ılık su ile eritttim. Sonra zeytin ezmesi,zeytinyağı,tuz ve dilimlenmiş zeytinleri ekleyerek yoğurdum.

Hamuru 16 eşit parçaya böldüm.Ele yapışan bir hamur oluyor.Ellerimi unlayarak şekil verebildim. Oval şekil vererek mayalanması için bıraktım. 30 dk mayalandıktan sonra mutfak makası ile üzerlerine kesikler attım. Sonra üzerlerini fırça yardımı ile sütle ıslattım. (Çok fazla bastırmadan) 220 C de ısıtılmış fırında 15-20 dk arası pişirdim.

Sağlıkla ve afiyetle kalınız...

Güzel bir hafta dilerim...

MİM...

Egelimmm; beni mimlemiş. Bende fazla bekletmeden cevaplıyorum. Teşekkür ederim canım. Neyse bu sefer ki kolay bir mim :)))

Mimin konusu en yakınınızda bulunan bir kitabı alıp,161.sayfayı açın ve 5.cümleyi bulup yazın.

Benim okumaya başladığım kitap Ahmet Altan'ın İsyan günlerinde aşk... En yakınımda o vardı.

161.sayfayı açtım ama sayfa boş amaninnnn ne yapacağım şimdi :)))) hoppp atladım 162.sayfaya bende :))

5. cümle şöyle der...

Değişik tatlarda,değişik kıvamlarda,değişik renklerde...

Ben kimseyi mimlemiyorum. Blogcu arkadaşlarımdan isteyenler bloglarında yazabilirler :)))))

Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorum...
Sevgiyle kalın...

Halama ziyaretim ve keşkül

Bir süredir yazamadım bloguma. Elim gitmedi,canım istemedi. En son aşure tarifimi yazıp ekledikten sonra gelen telefonla çok üzüldüm. Halam kalça kemiğini kırmıştı.(Yaşlılarda kemik kırılır,o yüzden düşerlermiş,ben tam tersini sanıyordum) Ameliyat edilmesi gerekiyordu.Riskide vardı yaşından dolayı.Olmasa yatağa bağlı kalacak. Allah korusun o daha zordu. Ameliyat oldu.Kalça protezi taktılar. Bir gün yoğun bakımda kaldı. Bugünkü ziyaretimde daha iyi gördüm halamı. Hatta yürütmeye başlamışlar bile...
Bugün hep adımı söylüyormuş öyle söylediler :)) Nasıl sevindim anlatamam... Halamla bugün bol bol Öpüştük :)) Seni çok seviyorum canım halamm :)))

Halamın yeri bende çok ayrıdır. Evlendiğinde eniştemin işi dolayısı ile Gölcük'e taşınmışlar.Eşi çok genç yaşta vefat etmiş.Eşinin vefatından sonra da bir süre daha Gölcük'te kalmıştı.Çocukluğumda alır beni götürürdü Gölcük'e. Uzun zaman kalırdım yanında. Eğer ailemi özleyip gizli gizli ağladığımı farkettiğinde geri getirirdi. Bir süre sonra yine giderdim yanına... Çocukluğum,genç kızlığım hep yanında geçti. O yüzden de halasının kızı derler bana :))

İstanbul'a taşındığında da sık sık kalırdım yanında. Hayatımda bir değişiklik olsa ilk telefon halama ederdim.Olan biteni anlatırdım .Bana bir sürü öğüt verirdi.Mutlaka her gün telefonlaşırdık. Geçmiş dille konuşuyorum. Çünkü bunları yapamıyoruz artık. Halama Alzheimer teşhisi kondu. 3 yıl önce başladı unutkanlıkları,bizleri unutmuyor,geçmişteki herşey hafızasında,yeni olayları,yaptıklarımızı ve konuştuklarımızı unutuyor. Bu bizi ailecek çok üzüyor.

Halamın iki oğlu var.Oğullarını büyütüp,okuttu.Büyük oğlu Kıbrıs'ta ikamet ettiği için fazla gelemiyor.Küçük oğlu canım abim bir kız evlattan belki çok daha iyi bakıyor annesine...

85 yaşında ama hala gergin bir cildi var :) Her zaman çok şıktı. Hiç makyaj yapmazdı,cildine ve kendisine çok iyi bakardı :)) Saçlarını dağınık bir gün bile görmedim. Hep bakımlıydı. Şimdi ise pamuk gibi bembeyaz oldular. Ben bu halini çok seviyorum.

Bugün hastaneye giderken sütlü tatlıları sevdiği için keşkül yapıp götürdüm. Keşkülü koyduğum kaseler ise halamın bana hediyesiydi. Aşureyi koyduğum kuplarda öyle. halama ait çok şey var evimde. Hepsini de severek kullanıyorum.
İnşallah daha iyi haberlerini alacağım. Her geçen gün daha iyi olacağına inanıyorum. Bir haftaya kalmaz taburcu da olacak. Çok şükür atlattık...

Zor günler geçtiği için keşkül ün tarifine geçebilirim...

Malzemeler :

4 su bardağı süt
1 su bardağı toz şeker
4 çorba kaşığı pirinç unu
1/2 çay bardağı toz yeşil fıstık
1/2 çay bardağı hindistan cevizi
1/2 çay bardağı badem tozu
1 fiske tuz

Yapılışı :

Tencereye şekeri,pirinç ununu koydum üzerine sütü ekleyip,bir fiske de tuz ekledim. Karıştırarak pişirdim. Kaynayıp göz göz olunca bademin,hindistan cevizinin,yeşil fıstığın yarısını ekleyip karıştırdım. Ocaktan aldım.Kaselere paylaştırdım. Soğuyunca da kalan badem tozu,hindistan cevizi ve toz yeşil fıstıkla üstünü süsledim.

Denemenizi tavsiye ederim. Çok lezzetli oluyor.Sütlü tatlıları sevenler için ideal :))

Fotoğraf makinam artık hiç çalışmıyor.Birden bire durdu.Fırsat bulduğumda gidip göstereceğim.
Bu fotoğrafları cep telefonumla çektim. İyi çıkmadığını biliyorum ama yapacak da birşeyim yoktu maalesef...

Sağlıkla ve afiyetle kalınız...

Herkese güzel bir hafta diliyorum...

Aşure

23 yaşıma kadar aşure yemedim. İçindeki herşeyin karışık olmasından kaynaklanıyor olabilirdi.Annem ve komşularımız yapardı tadına bile bakmazdım. Bir gün arkadaşımın halası aşure getirdi. (kulakları çınlasın) canım tatlı mı istedi nedir bilmiyorum bir kaşık aldım bu ne güzel şey böyle diyip bir kaseyi bitirdim. Hatta gittim ikinci kaseyi bile istedim teyzeden :)))))
O günden beri aşureyi severek yerim.

Böylece aşure maceram başlamış oldu. Bir ara aşure ayında çocukluk arkadaşım Sabriye ile yapardık. Yemek ve tatlıları güzel yapar. El lezzeti yerindedir. Sonraları da aşurenin tarifini kendisinden notlar alarak ben yapmaya başladım. Tarifi bulamadım.Senede bir yapınca unuttuğum birşey olmasın diye de hemen telefona sarılıp aşureyi bana bir daha tarif etsene diye sormadan da edemedim. Teşekkür ederim arkadaşım.

Bu sefer daha az ölçüde yaptım. Önemli olan komşularıma,aileme dağıtmak, hem de evde bereket olması amacıyla... Sofralarımızdan bereket eksik olmasın. Bugünler de her evde mutlaka pişiyordur. Allah kabul etsin.

Aşurede nohut ve fasulyenin dışında içindeki kuruyemişlerin daha fazla olmasını seviyorum.

Malzemeler :

250 gr aşurelik buğday
1/2 su bardağı fasulye
1/2 su bardağı nohut
1 çay bardağından 2 parmak eksik pirinç
110 gr kayısı (küçük küçük doğranmış)
100 kuru üzüm
70 gr fındık
40 gr kuş üzümü
1 portakal kabuğu rendesi ve 1 portakalı küçük küçük doğradım
600 gr şeker ( fazla tatlı istemediğim için yeterli oldu daha fazla konulabilir)
2-3 adet karanfil
bir tutam tuz


Üzeri için :

nar
fındık
çam fıstığı
kuş üzümü
tarçın
susam (teflon tavada az kavurdum)
ceviz


Yapılışı :

• Akşamdan buğdayı iyice yıkadım. Üstünü geçecek kadar su koyup bir taşım kaynattım. Nohut ve fasulyeyi de aynı şekilde ıslattım.

• Ertesi gün buğdayın suyunu süzüp tencereye tekrar su doldurdum pişirmeye başladım. Buğdaylar yumuşayana kadar. Nohut ve fasulyeyi de bir yandan pişirdim. Üzümleri yıkadım,suda beklettim.Kayısıları yıkadım küçük küçük doğradım. portakalın kabuğunu rendeledim ve portakalı küçük küçük doğradım.

• Buğday yumuşadığında nohut,fasulye ve pirinci ekledim. 1/2 saat daha pişirdim. Üzüm,kayısı,portakal kabuğunu ve küçük küçük doğradığım portakalları,kuş üzümünü,bir tutam tuz, 20-25 dk pişirdim. Fındık ve karanfilleri ekledim 10 dk pişirdim. En son şekeri ekleyip, 5 dk.daha pişirdim. Ocağın altını kapattım. ( şeker tadarak konulursa daha iyi olur)

• Kaselere dağıttım. Soğuyunca da nar,çam fıstığı,tarçın,susam,kuş üzümü,ceviz ve fındıkla süsledim.
  

Sağlıkla ve afiyetle kalınız...

İkizlerin Doğum günü pastası

Can Arkadaşım Meltem ikiz kızları Serra ve Nisa'nın cumartesi günü yapılacak doğum günü partileri için çikolatalı pasta istedi. Süsleme için de pembe,beyaz kalpler de anlaştık. Tabii ben yine de kalplerle kalmadım. Bir iki kelebek,çiçeklerle hareketlendirdim. Etrafını daha önceki yaptığım pastadaki gibi şeker hamurundan toplar yapıp çevreledim.

Nisa ve Serra birbirlerine sarılmış halde pastalarının mumlarını söndürmek üzere hazırlanmışlar.

Canlarım benim. Zehrinn teyze diyorlar bana :)))) çok hoşuma gidiyor :)))

Serra'cığım,Nisa'cığım doğum gününüz kutlu olsun .Nice sağlıklı,mutlu,huzurlu,başarı dolu günleriniz olsun :))

Sizleri seviyorum :)))))

Pastanın pandispanyası sade vanilyalı, içinde çikolatalı krema,muz ve parça çikolatalar vardı. Pastanın üst kısmı içinde çikolatalı sos döküp,süsledim.

Sevimli kurabiyeler de ana okulundaki arkadaşlarına dağıtılmak üzere yapıldı,tek tek paketlendi.


Herkese güzel bir hafta diliyorum.

Kalplerle süslenmiş doğum günü pastası

2008'in son günü teslim ettiğim doğum günü pastası. Arzu hanım kızı Burçay için çikolatalı pasta istemişti. Süslemesini bana bırakmışlardı. Bende elimden geldiği kadar süsleyip teslim ettim.

Pandispanyanın sade olmasını istemişti Arzu hanım. İçi çikolatalı ganaj ve vişne. Üste ise çikolatalı sos döküp,şeker hamurundan yaptığım kalplerle süsledim.

Burçay'ın doğum günü kutlu olsun. Nice güzel yaşları olur inşallah...