Ailenizle,sevdiklerinizle sağlıklı,mutlu,sevgi dolu,huzurlu,şeker tadında bir bayram geçirmeniz dileğimle...
Sevgiler...
İyi tatiller...
Bu seferki sobemizin konusu: HAYAL kırıklıklarım, gerçekleşen hayallerim,şu anki hayallerim
Hangimizin hayalleri yoktur ki veya gençken hayal kurmamışızdır ki… Hayalsiz yaşayamam gibi geliyor. Hep hayallerim vardı ve olacakta…
Konumuza sadık kalacağım . Belki karışık da olabilir yazdıklarım. Kusura bakmayın lütfen… Ruh halim bugün böyle dalgalı :)
Çocukken spiker olmak istiyordum. Ayna karşısına geçer haberleri okurdum :) ama hayalimi gerçekleştiremedim.
Masallar ve hikayeler yazıyordum derslerden fırsat buldukça… bir gün yayınlatacaktım onları da… Ama ne oldu onlara bilmiyorum :))
Dayım Fransa'da yaşıyordu. Tatillerde hep İstanbul'a yanımıza gelir,beni de gittiği her yere götürürdü. Bana seni Fransa'ya yanıma alacağım demişti. Ama olmadı.
Genç kızlık arkadaşım Jale; aramızda bir yaş vardı. Çok iyi arkadaş ve dost olmuştuk.Yediğimiz,içtiğimiz ayrı gitmezdi.Ne hayallerimiz vardı. Neler neler yapacaktık beraber…İlk aşkıyla güzel bir arkadaşlığı başlamıştı.O zamanlar da kızlar rahat rahat gezemezdik.Herşey büyüklerden gizli saklı olurdu. Benim babam da sert mizaçlı bir babaydı.Dediğim dedik yani :(
Bir gün arkadaşımı görmüş aşkıyla gezerken eve gelip bir daha görüşmeyeceksin dedi bana. Ne kadar diretsem de kabul ettiremedim. Belli de etmek istemiyordum canım arkadaşıma… Ama o bir şekilde öğrenmiş babamın görüştürmek istemediğini… Nasıl üzülmüştük ikimizde ve o gün son oldu görüşmemiz. Ben evlendim, sonra Jale de ilk aşkıyla evlendi. Çocuklarımız oldu. Bunların hiçbirini göremedik. Hayatımızda bir sürü problemler yaşadık ama anlatamadık.
En son ablamla karşılaştıklarında benimle görüşmek istediğini söylemiş nasıl sevinmiştim. Ama gerçekleştiremedik. Bir akşam boğazın serin sularına kendini bırakıverdi.
Neden,niçin yaptı hiçbir zaman anlamadım. Güçlü karakterli bir kızdı halbuki…
Ben evlenmeyi düşünmüyordum. Çocuk sahibi olmayı da.Çocukları sevmediğimden değil, doğum yapmaktan korkuyordum. Çok büyük konuşmuşum.
Bende sevdiğim adamla evlendim. 5. yılda evliliğimiz bitti. Oğlum 3 yaşındaydı. Büyük bir hayal kırıklığı da buydu.
Bu fotoğrafı da Moda deniz kulübüne gittiğim zaman çekmiştim.
Çok istediğim güneyde bir pansiyon işletmekti bir zamanlar... Tertemiz odaları olan. Mutfağında kendi ellerimle hazırladığım çeşit çeşit yemekleri,kurabiyeleri ve kekleri müşterilerime sunacaktım.
Bodrum Turgutreis'te deniz manzaralı bir ev sahibi olmayı hayal ediyorum.Bahçeli olsa daha da güzel olur tabii... Bir de bahçede koşturup duran köpeğim olsa hayalim tamamlanmış olur.
Şimdilerde ise istediğim emekli olur olmaz küçük bir butik pasta dükkanı açmak. İçeriden tarçın ve zencefil kokuları gelen,mutfakta pişen kurabiye ve keklerin miss kokusu her yere yayılmış…Herkesi memnun edecek şekilde yapılmış tasarım pastalar...
Kokuyu duyanların derin bir nefes aldığı, yiyenlerin hımmmmm nefissss dediği bir yer açmak en büyük hayalim :))
Sevgili Hülya ile de çok güzel hayallerimiz var bir gerçekleştirebilsek :))
Torunlarım olduğunda onlarla hoş vakit geçirmeyi hayal ediyorum.Onları sevip,koklamayı…
Belki oğlumla koşturmaca içindeyken bir şekilde aksattığım şeyler olmuş olabilir. Bunları torunlarımla telafi etmek istiyorum.Onları şımartmak istiyorum.
Bende Sevgili Yaşamın kıyısında, Gülden ve Zeren'i sobeliyorum. Onların da hayallerini öğrenmiş olalım :)
Herkese sevgilerimle...
Hayallerinizin gerçekleşmesi dileğimle...
İnternette bir gün bir şey ararken yanlışlıkla Portakal ağacının bloguna girmişim.İlk önce çok şaşırdım. Aaaaaaa ne güzel yemekler,tatlılar,hamur işleri hemde tarifleri var diye ağzım açık bir şekilde gezinip durdum sayfada :)) Sonra Tarçın'ın sayfasına girmişim. Orda da çok güzel tarifler vardı.Buralardaki linklerle diğer blogcu arkadaşların sayfalarına girmeye başladım. Yaptıklarını denedim. Blogum olmasa bile yorumlar yazmaya başladım.
Mart 2008'de de kendi blogumla yazmaya ve tarif paylaşmaya başladım.Ben daha önceleri geocities üzerinden sipariş ağırlıklı bir sayfa kurmuştum.Sevgili arkadaşım Simten sayesinde... Sonra Türkiye'de giriş yasağı gelince kapandı. Hülya'da Blogger da aç bir sayfa daha iyi olur diye hep söylüyordu. Yapabilir miyim? vakit ayırabilir miyim? diye çok düşündüm. Sonra diğer blogcu arkadaşlar arasında kurulan dostluklar hoşuma gidiyordu. Ben de açmaya karar verdim. İyi ki doğru kararı vermişim. Güzel arkadaşlıklar,dostluklar kurmaya başladım :)) Şanslıyım...
Bu blogumun hazırlanmasında da dostum Simten'in çok katkısı var. Kendisine de burdan çok teşekkür ederim. Blogumun isim annesi de dostum Hülya' dır. Canım sanada teşekkürler ...
Başlarda sipariş ağırlıklı olmasını istemiştim. Yaptığım ürünleri fotoğraflar,onlar hakkında bilgi veririm diyordum.Yorum geldiğinde de işlerimden dolayı cevaplayamazsam sonra çok üzülürüm diye düşünüyordum bir yandan da...
Sonra bir baktım her şey gayet güzel gidiyor yorumlara cevaplar da veriyorum. Diğer blogcu arkadaşlarımıda ziyaret ediyorum. İşten fırsat buldukça tabii... Geziler,yemekler,hayata dair yazılar,tatil vs. bunlar da eklenmeye başladı. Aslında canlı,renkli bir blog olmasını istiyorum. İnşallah yavaş yavaş bu da gerçekleşecek. Yapmak istediğim daha çok şey var :))
Sağlık ve sıhhatim yerinde olduğu sürece buradayım :)) Zaman ne gösterir bilemiyorum tabii...
Zorunlu bir hal yok. Çünkü blogcular arasında yeniyim :)) Her gün bloguma uğranılması,yorum bırakılması beni çok mutlu ediyor... Yüz yüze görüşemesek de,uzaklarda da olsak birbirimizi merak ediyoruz.Yorumlar veya mailler yazıyoruz. Haberleşiyoruz :)) Bunlar çok keyif verici şeyler...
Bilgisayar başına geçince hemen kalkılmıyor... Ne yazacağıma karar vermek,çektiğim fotoğraflar arasında seçim bile yapmak vakit alıyor. Hangisi daha güzel diye düşünmek :)) sonrada fotoğrafları yüklemek... Bazen diğer işlerim yarım kalabiliyor. Hafta arası çalışıyorum. Kimi zaman çok yoğun dönem yaşıyorum. Cumartesi,pazar da çalıştığım oluyor. Kendimi geliştirmek adına...
Eve gelince oğlum bilgisayar başında oluyor onu kaldırana kadar da bir çaba harcıyorum. İkide bir gelir bittimi diye sorar hayır, cevabı alınca kızarak odadan çıkar... Ama ben blogspota geçtiğim için seviniyorum. Tarif verebildiğim,yorumlara cevap verebildiğim arkadaşlarımın,dostlarımın bloglarını ziyaret edip bazen uzun,bazen kısa yorumlar yazmakta beni mutlu ediyor :))
Sobelenmedik kimse kaldı mı acaba? Ben kimi sobelesem ? Bir kişiyi mi sobeleyebiliyoruz,yoksa bir çok kişi olabiliyor mu? Aklıma gelenleri sobeleyeyim bari :))) NuNum,Dilek,Daima Mutfak sizleri sobeledim.